Herkese merhaba,
Borsa deyince çoğu insan, hemen saymaya başlar, şunun oğlu borsadan battı, bunun damadı, evini kaybetti diye örnekler saymaya. Nedense borsaya insanların çoğu kumar olarak bakar. Hatta, borsa ile ilgilenenler bile, borsa oynuyorum derler kendilerine. Sanki at yarışı, iddaa yada rulet oynuyor gibi.
Borsa Kumar mıdır?
Çoğu insan böyle düşünebilir. Hissedarlar devamlı hisse alır satarlar, alıp satmasalar da, aracı kurumlar bu hissedarları muhakkak arar şu kağıt uçacak, kaçacak gibi telkinlerle hisse aldırmaya, 2 gün sonrada bu hisse düşecek batacak diyerek hisseleri sattırmaya çalışırlar. Çünkü bu onların işi. İnsanlar alıp sattıkça onlar komisyon kazanırlar. Kısa yoldan zengin olmayı düşünen insanlar ise, 1 vereyim bir hafta sonra 2 alayım derdinde olduğu için, devamlı al sat yaparlar. 2 kere sıçrasalar, 3.de ters takla olur, ya bir daha borsaya tövbe der çekilirler, ya da hırs yapıp daha fazla kaybetmeye mahkum olurlar.
Borsa Yatırımı Nasıl Yapılır?
Şuan piyasada olanları erken fark ederek uzun süredir, borsada gerçek yatırımın nasıl yapılacağını araştırmaya çalıştım. Çok sayıda yerli ve yabancı kitap okudum, forumlarda yoğun araştırmalarda bulundum.
Borsa yatırımı dendiğinde, kuşkusuz herkesin aklına gelen ilk isim: Warren Buffet.
Ünlü milyarder iş adamı tüm servetini borsadan kazandığını söylüyor. Bu konuda çok sayıda, kitap, makalesi olan biridir.
2 senelik yoğun araştırma ve borsa tecrübemden edindiklerimi burada sizinle paylaşmak istiyorum.
Uzun Vade Yatırımcı Nasıl Olunur?
Amerika ve Avrupa borsalarının IMKB'den farkı, oradaki yatırımcıların aldığı hisseyi en az 1 sene hiç satmadan tutabilmesidir. IMKB'de bu oran günlük en fazla haftalıktır. Hatta Warren Buffet'in 20 yıldır elinde tuttuğu hisseler olduğu söylenir.
Benim yatırım stilim; İNCELE - AL ve İZLE
IMKB'de çok sayıda şirket vardır. Hatta son zamanlarda belli hedefler doğrultusunda, önüne gelen şirket borsaya kote olur hale geldi. Bu sebeple, IMKB'de gerçekten profesyonel ve başarılı şirketleri bulabilmek için çok derin bir analiz yapılması gerekli.İşin en önemli kısmı da bu.
Düşünsenize, zarar eden, satışları düşen ve iyi yönetilmeyen şirketlere kim ortak olmak ister ki? Ortağı olacağınız şirketi iyi seçmeniz gerekiyor.Ortağı olacağınız şirketin, sektörü, yönetimi, yatırımları, sizin yatırımlarınızın yolunu göstermelidir.
İşte, kaybetmemenin sırrı bu.
İlerleyen paragraflarda, bir şirketin analiz edilmesi için herşey ayrıntılı şekilde anlatılacaktır.
Gerçekten kar eden, karıyla şirketi büyüten, profesyonel şekilde yönetilen, yani gelecek vadeden bir şirkete kim ortak olmak istemez ki? Eğer böyle bir şirket bulabilirsek, yapmamız gereken ilk şey gidip o şirketin hisselerini alıp, şirkete ortak olmaktır.
Şirkete ortak olduktan sonra şirketimizin durumunu düzenli takip ederek her 3 aylık şirket bilançolarını inceleyip,gerekirse şirkette portföyümüze yeni hisseler eklemeliyiz.
Şirketin durumu kötüye doğru yönelim sergiliyorsa,hisselerimiz zarar etmeden yatırımlarımızı daha iyi firmalara yönlendirmek en iyi çözüm yolu olacaktır.En başta iyi bir analiz süzgecinden geçirilen yatırımlarda bu durumla karşılaşma durumunuz çok düşük olacaktır.
TEMEL ANALİZ TERİMLERİ
Bir şirketi mali açıdan analiz edebilmemiz için bazı terimlere hakim olmamız gerekir. Bir şirketin özsermaye karlılığı, ödenmiş sermayesi, PD/DD değeri, temettü verimi yada F/K oranının ne demek olduğunu bilmeden, bir şirketi analiz edemeyiz. Bu temel terimlerin ne olduğu konusunda, sizi elimden geldiğince bilgilendirmeye çalışacağım.
Aktif Devir Hızı
Akademik çalışmalar göstermektedir ki, bir şirketin performansını incelemede ilk 2 faktörlerden biri, o şirketin aktif devir hızıdır. Aktif devir hızı bir şirketin ne kadar etkin çalıştığını gösterir bize. Bir şirket ne kadar çok çalışıyorsa, kar etme potansiyeli o kadar artar. Bu da şirket ortakları için, çok önemlidir. Bir şirketin aktif devir hızındaki %1 lik bir artış, özsermaye karlılığında %5 gibi bir artış demektir.
Aktif Devir Hızı= Yıllık Satış Toplamı /Toplam Varlıklar
Bir şirketin aktif devir hızı ne kadar fazlaysa, o şirket için o kadar iyidir.
Fiyat/kazanç Oranı
Analistlerin, şirketin performansında dikkate aldığı bir diğer ölçüt ise F/K oranıdır. F/K oranı ne kadar düşükse, şirket piyasa değerine göre o kadar ucuz demektir.
F/K Oranı= Şirketin Piyasa Değeri / Şirketin Net Karı
Yani daha anlaşılır tabir ile, 100.000 TL piyasa değerine sahip bir şirketin aylık 500 TL kar getirisi ile 500.000 TL piyasa değerine sahip bir şirketin 800 TL kar getirisi ölçütlendirilmesini F/K oranı ile yaparız.
Ödenmiş Sermaye
Ödenmiş sermaye, bir şirket kurulurken şirketin içine konulan sermayedir. Yani şirket kuruluşunda ne kadar sermaye konmuşsa, bunun karşılığında 1 TL lik o kadar sayıda hisse çıkar. Bu hisse sayısına Ödenmiş Sermaye denir. Şirket senelik karlarından bir kısmını yasal sebeplerden dolayı ödenmiş sermaye için ayırmalıdır. Yıllar sonra, şirket bu biriken ödenmiş sermayeler ile yeni hisse senedi çıkarırsa buna bedelsiz sermaye artırımı yapmak denir. Eğer şirket, birikmiş ödenmiş sermayeleri değil de hissedarlarından para toplayarak yeni hisse senetleri çıkarırsa buna da bedelli sermaye artırımı denir.
Piyasa, bedelsiz sermaye artışlarını çok sever, ve bu olay hisse senedi üzerinde pozitif etki eder.
Özsermaye Karlılığı
Bizim gibi küçük yatırımcıların, şirketi analiz ederken dikkat etmesi gereken en önemli oranlardan biri de, özsermaye karlılığıdır.
Özsermaye Karlılığı= Yıllık Net Kar / Toplam Özsermaye
Bu oran bize, şirketin birim sermayesi başına yarattığı kar oranını verir.Mesela 500.000 TL sermayeli bir şirket 50.000 TL kar ediyorsa özsermaye karlılığı %10 dur. Özsermaye karlılığı ne kadar yüksekse, bir şirket o kadar karlı bir şirkettir.
PD/DD Oranı
Şirket hisselerini değerlendirme ölçütlerinden bir diğeri ise, o şirketin Piyasa değeri / Defter değeri oranıdır. Bu oran bize, şirketin piyasa değerinin özsermayesine oranını vermektedir. Bu oranın 1 den küçük olması, bu şirketin borsada ucuz olduğunu gösterir. Bu oran ne kadar küçük olursa bizim için o kadar iyidir. Kim 200 bin TL'lik bir daireyi 150 bin TL 'ye almak istemez ki. İşte bunun gibi bir şey.
PD/DD =Toplam Piyasa Değeri / Özsermaye
Temettü Verimi
Temettü verimi, kar payı dağıtma geleneğine sahip şirketlerin hisse değerini değerlendirmede kullanılabilecek önemli bir orandır. Genellikle yabancı yatırımcılar, temettü geleneğine sahip şirketleri çok severler. Bu da şirketlerin hisse değerlerinin artmasında çok büyük etkendir. Fakat sadece temettü oranına bakılarak bir şirkete yatırım yapılamaz. Mesela bazı şirketler karlarını hissedarlarıyla paylaşmayı tercih ederken, bazı şirketler karlarıyla şirketi daha da büyütmek için yatırımda kullanırlar. Bu da bizim gibi uzun vade yatırımcılar için çok önemlidir.
Bu değerler gibi, şirket analizinde kullanabileceğimiz bazı oranları kendimizde bulabiliriz. Mesela ben, bu oranların yanında, bu değerlerin yanında, şirketin büyüme hızı veya toplam borç/özsermaye oranı gibi bazı oranları da kararlarımda ölçüt olarak kullanmaktayım. Düşünsenize, varlık değeri artmamasına rağmen borçları devamlı artan bir şirkete kim ortak olmak ister ya da %5 büyüme hızına sahip bir şirket ile %20 büyüme hızına sahip bir şirketten hangisine ortak olmak istersiniz.
Portföyüm
Uzun araştırmalarım sonucunda, 150 ye yakın şirketten son 5 yıllık bilançolarına göre eleye eleye çıkardığım 11 şirketlik kendime ait portföyüm bulunmaktadır. Bu şirket hisselerini, ölüm kalım haricinde 10 sene elimden çıkarmayı düşünmediğim gibi, üstüne üstlük her ay maaşımdan arta kalanları bireysel emeklilik yatırım aracı yerine bu şirketlerde hisse sayımı artırmak için kullanıyorum. Borsa büyük krizlerde bile olsa, bizim gibi uzun vade yatırımcıları bundan mutlu olurlar. Çünkü kriz anında şirketler büyük değer yitirirler, bu da bizim aynı paraya daha fazla hisse almamızı sağlar. Nasıl olsa, temeli sağlam büyük şirketler, eninde sonunda gerçek değerini bulurlar. Bizim yapmamız gereken tek şey, elimizden geldiğince ortak olmaya karar verdiğimiz şirkette, ortaklık oranımızı artırmaktır.
Bu sayede, borsa dip seviyelere düşse bile, buna sevinen yatırımcılar olabiliriz. Borsa yatırımcılığının en iyi stratejisi budur.
Şimdi yaptığım en önemli iş, 3 ayda bir yayınlanan şirketlerin 3 aylık bilançosunu inceleyip, ortağı olduğum şirketin durumunu kontrol etmek ve ortağı olduğum şirketin durumuna göre, ortaklığımı artırıp azaltmak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder